Bazen oyunlar vardır ki, perde açıldığında göz kamaştırır, alkış kopar; fakat perde kapandığında, geriye yalnızca sessizlik ve boş sandalyeler kalır. Görkemli hamleler, çoğu zaman kısa vadeli bir yanılsamadır. Hakikat ise acele etmez; zamanı geldiğinde, sessiz gücüyle sahneye çıkar.

Kimi kendini galip sandı. Yüksek perdeden “kazandık” diyenler, tarihin sessiz köşelerinde unutulmuştur. Görkemli manevralar, çoğu zaman en güçlü olduklarını sananların en büyük tuzaklarıdır. Çünkü gerçek güç, ışıkların parlaklığında değil; halkın yüreğine sessizce işleyen güvendedir.

Gösterişli hamlelerin ardında yatan gerçek, hakikat, gürültüyle değil, sükûtla hükmeder. Her taşın yerini değiştiren, her görünüşte güçlü görünen adım, yalnızca gölgelerin oyunu olur. Gölgelerle savaştığını sanan, bir gün kendi karanlığında kaybolur. Kim ki bunu anlamaz, en parlak sahnede bile kaybolmaya mahkûmdur. Çünkü bazen bir bakış, tüm oyunun akışını değiştirir; kim bilir, bazı taşlar yanlış ellerde değil, doğru gözlerdedir.

Sorulmalı; eğer her şey gerçekten zaferse, neden bu kadar çok tekrar edilmek zorunda kalınıyor? Sessizliğin kudreti, bağırarak ilan edilen her başarıyı gölgeler. Kimin hâlâ dimdik durduğu, kimin geçici şovlarla avunduğu, gece karanlığında yalnızca gerçek gözler tarafından seçilir.

Fırtınalar öncesinde deniz sakin görünür; kim ki bu sakinliği yanlış okur, kasırganın ilk hışmına maruz kalır. Ve unutulmamalıdır ki, kasırgalar, kendini en güvenli hissedenleri ilk önce savurur. Kimi zaman en sessiz hamleler, en görkemli alkışlardan çok daha derin etkiler bırakır. O derinlik, yalnızca fark edenlerin gözünde parlar.

Tarihin terazisi sabırsız değildir; ama adaleti her zaman geciktirir. Bugün güçlü görünen her adım, yarının en hassas noktasına dönüşebilir. Alkışlar sustuğunda hâlâ ayakta kalan kazanır; gerisi, sadece tarih sayfalarında bir dipnot olarak kalır. Her hareket, her gölge ve her sessizlik, bir gün gerçek yerini bulur.

Ve hatırlanmalıdır; her gösterişli hamlenin ardında, hakikatin sessiz ve soğuk bakışı vardır. Herkes bunu fark etmeyebilir; ama fark edenler, oyunun aslında kimin eliyle oynandığını çok net görür. Bir bakış, bir taş, bir gecenin sessizliği… Bunlar sadece o gözler için konuşur.

Sonunda ise tarihin derin karanlığında, yankısı çağları aşan tek bir uyarı kalır:

Hallâc-ı Mansûr’un dediği gibi: “Hakikat, gölgeden arınınca ortaya çıkar.”

Ve o an geldiğinde, gölgelerin ardına saklanan hiçbir şey ayakta kalamayacaktır.